Enerji Verimliliğinde Yönetsel Yol Haritası -Bölüm2-
Başarı ile sonuçlanan enerji tasarrufu amaçlı projeleri hayata geçirebilmek için üst yönetimin konu ile ilgili tüm çalışma modellerini ve yaklaşımları benimsemeleri ve sahiplenmeleri gerekmektedir. Üst yönetim adına şirket bünyesinde bulunan herkesin, enerji ve çevre yönetiminin net biçimde önemini farkına varması gerekmektedir. İş hayatını başarılı biçimde sürdürebilmek için artık öncelikle enerji konusuna profesyonel biçimde değer vermek gerektiğinin, bu konuda yoğun ve detaylı biçimde çalışmalar geliştirmek gerektiğinin idrak edilmesi büyük önem arz etmektedir. Buna bağlı olarak da, vizyon içeriğinin bu hassasiyet göz önüne alınarak revize edilmesinde fayda vardır. Şirket, odak noktasının enerji ve çevre algısına göre yeniden kurgulandığını kurumsal düzeyde ifade etmelidir. Şüphesizdir ki bu, bundan sonra enerji tüketimini en aza indirgemek adına yapılacak tüm çalışmalardan alınacak verimin ve dinamizmin artmasını sağlayacaktır. Yönetimin ve tüm çalışanların en üst kademesinden en altına kadar herkesin enerji tüketimini azaltacak yeni gelişmelere karşı algılarının açık olması, yapılacak faaliyetleri daha hızlı sahiplenmesini mümkün kılmanın yegane yolu bu yaklaşımdır. Başka bir deyişle, şirketin vizyonel değerleri ekolojik önceliklere göre revize edildikçe konu ile ilgili ileride yapılacak tüm çalışmalar da daha karlı sonuçlar sağlayacaktır. Her yeni girişim başlangıcında mutlak sorulması gereken “Bu çalışmanın mali anlamda geri dönüşü/katma değeri ne kadar olur?”, “Bu proje ne zaman yatırım bedelini geri ödemeye başlar?” gibi kritik sorular, akılcı argümanlarla makul biçimde yanıtlanabilecektir. Dolayısı ile kısa, orta ve uzun vade için proje beklentileri ve hedefler, anlaşılır ve ölçümlenebilir biçimde beyan edilebilecektir. Şirket bünyesindeki her kademeden tüm çalışanlar konu ile ilgili yapılan yeni girişimlerin amaçlarına yürekten inanacak ve bu amaca ulaşmak için kendi üzerine düşen görevin ne olduğunun net biçimde farkına varabilecektir. Böylece, yani vizyonel değerlerin revizyonu ve vizyonun bu revizyona bağlı olarak yeniden yazılmasının ardından, konu ile ilgili gerçekleştirilecek tüm iş paketleri daha anlamlı ve faydalı olacaktır.

Sınai tarihinin başlangıcından beri, dünya üstündeki tüm işadamları iş hayatında muvaffak olabilmenin, kar etmenin sadece ve sadece üretim verimindeki artışa bağlı olduğuna kanaat etmektedir. Üretimdeki maliyetleri düşürmenin yollarını bulmak her zaman kar artışını beraberinde getirmiştir. Dolayısı ile hemen tüm vizyon cümlelerinin kökleri bu bağıntıya dayanmaktadır. Bu aksiyoma bağlı olarak iş dünyasının istisnasız bütün fertleri iş verimini artıracak bu yolların peşine düşmüştür. Vizyon sahibi yöneticiler bu yolları keşfetmiş ve de kendi sektörlerinde bir/birkaç adım öne geçmiştir. Tüm bu akılcı ve yenilikçi yaklaşımların temelindeki metodolojik hedef üretim esnasındaki kaynak tüketimini minimize etmek, üretim verimini artırmaktır. Bu noktada kaynak tahsisinin detaylı bir analizinin yapılması maliyeti düşürecek optimizasyon çözümlerini bulmak için hayati derecede önem taşımaktadır. Kaynak tüketimi ve üretilen ürün/hizmet arasındaki korelasyonun haritasını tüketim üzerinden oluşturarak detaylı bir analiz yapmaya ihtiyaç vardır. Bu kaynakları genel olarak insan, hammadde, enerji ve sermaye şeklinde gruplamak mümkündür. Özgün ve yenilikçi maliyet kontrolü artırıcı optimizasyon çözümlerini geliştirmek için zaman içerisinde bu grupların içinden bazı kalemleri daha yakından ve detaylı biçimde incelenmesi ihtiyacı oluşmuştur. Şüphesizdir ki, hangi kaynak tipinin daha yakından incelenmesi gerektiğine kara vermek için mali parametreler her zaman gerçek belirleyiciler olmuştur. Son çeyrekte, enerji konusu doğal kaynaklardaki dramatik azalmadan (bilhassa fosil kaynaklar) ve buna bağlı olarak da enerji fiyatlarındaki hızlı artıştan ötürü daha yakından irdelenmeye değer bulunmuştur. Öte yandan da, enerji, kaynak çeşitleri içerisinde her daim en vazgeçilmez olanıdır. Zaman içerisinde yaşanan teknolojik gelişmelerin tesiri ile üretim için gerekli olan diğer kaynak çeşitlerine duyulan ihtiyaç bazen kontrol altına alınabilmekte/belli bir ölçüye kadar azaltılabilmektedir, ancak enerji ihtiyacı günden güne artış göstermektedir. Bu durum dolayı ile enerji tüketimi minimizasyonu, başka bir deyişle enerji odaklı üretim verimi konusu daha değerli bir konuma gelmiştir. Sonunda da, enerji verimi artışını amaçlayan optimizasyon çalışmaları daha fazla göz önünde bulundurulmaya başlanmıştır. Buna bağlı olarak da şirketler enerji yatırımları için daha fazla kaynak ayırmaya başlamıştır. Üst yönetim zaman içerisinde enerji kaynak yönetiminin önemini keşfetmeye, yukarıda da ifade edildiği üzere vizyonel değerler bazında üretimde verim artışı anlamında daha fazla değer vermeye; karını da daha fazla büyütmeye başlamıştır. İfade edildiği üzere; enerji odaklı üretim verim artışı girişimlerinin önemine bağlı olarak, üst yönetim insanlarının kendilerini bu konuya daha fazla ısındırmaları gerekmektedir. Bu benimsemeyi ve sahiplenmeyi sağlamak için, üst yönetimdeki direktörlerin istekliliğini toplantılar vasıtası ile birim amirlerine ve yöneticilerine göstermesi faydalı olacaktır. Bu konuya dair samimiyetlerini ifade etmeleri, birim yetkililerini enerji verimliliği hususunda daha fazla çalışmaya ve araştırmaya teşvik edici çalışmalar yapmaları katma değer sağlayacaktır. Konunun irdelenmesinin kar marjını artıracak yegane yol olduğuna dair inançlarını aksettirmeleri gerekmektedir.